Zaman:

08-17-2012 01:14 PM

~~ 12 ~~

** Kaderin oyunlarına meydan okuyamadık suç bizim mi ? **

Ho Joong neye uğradığını şaşırmıştı ve Hae Jae’ye dik dik bakıyordu.Hae Jae ise duygularını belli etmemek için kendini zor tutuyordu.Sonunda Hae Jae dayanamayarak kendini dışarı attı ve hızlı adımlarla yürümeye başladı.Ho Joong ise çaresizce arkasından bakıyordu.Ama hayır yapamazdı bu sefer onun gözlerinin önünde gitmesine izin veremezdi.Ho Joong hızla arabadan inerek Hae Jae’nin arkasından koştu ve kolundan tutup onu kendine çevirdi.
Ho Joong –Anlayamıyorum.Sorun ne ? Söylediklerin geçerli sebepler değil.Eskisi gibi olmaya çalışmak bana işkence falan çektirmiyor.Ama sanırım sen sana yaptıklarımdan ötürü hala bana kızgınsın.
Hae Jae yanlış anlaşılmak istemiyordu.Bu durumda duygularını belli edebilir Jin Min ‘i kıskandığını ağzından kaçırabilirdi.Bu yüzden toparlayarak
Hae Jae –Sana eziyet verdiğimi düşündüm.Ayrıca da beni önemsemediğini.Kolyeyi kaybetmen beni bugün bekletmen falan sinirlerimi çok yıprattı.Hala yanımda olmak istiyorsan yanımda kalabilirsin.
Ho Joong sonsuza kadar senin yanında kalmak istiyorum demek istiyordu ama söyleyemiyordu.Çünkü Hae Jae onu bir arkadaş gibi görmeye devam ediyordu.
Ertesi gün çok çabuk gelmişti.Günler göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor ve bir ay gittikçe ilerliyordu.Hae Jae ile Ho Joong’un o gün sabahtan dersleri yoktu bu yüzden dışarda vakit geçirmeye karar vermişlerdi.Yo Min ise okulda deli gibi Hae Jae’yi arıyordu.Artık ona olan bu ilgisi iddia boyutlarını geçmişti ve nedense onu gördüğünde kalbi yerinden çıkacakmış gibi oluyordu.Deli divane Hae Jae’yi ararken Jin Min ile karşılaşan Yo Min ona sormadan geçemedi.
Yo Min –Hae Jae’yi gördün mü ?
Jin Min –Hayır ama seninle konuşmam gereken şeyler var.
Yo Min –Sen ve ben ne konuşabiliriz ki ?
Jin Min –Benimle gel.
Jin Min kendinden emin bir şekilde ilerliyordu Yo Min’de istemsiz olarak onu takip ediyordu.Okulun bale salonunun yanında bir koridor vardı ve sessiz sakin biryerdi.Jin Min bir pencerenin önüne gelince durdu ve elllerini göğsünde kavuşturarak Yo Min’e döndü.
Jin Min –Sanırım Hae Jae’den hoşlanıyorsun.
Yo Min –Neden ? Çok mu önemli senin için.
Jin Min –Önemli olduğu için değil bilmek istiyorum eğer düşündüğüm gibiyse sana bir şey önericem.
Yo Min –Evet diyelim ki öyle önerin nedir ?
Jin Min –Bende Ho Joong’tan hoşlanıyorum.Ve onları beraber görmeye dayanamıyorum.İkisininde birbirlerinden hoşlandıklarına eminim ama bunu daha birbirlerine söyleyemiyorlar.Söylemeden önce onların tercihlerini değiştirmeliyiz.
Yo Min’de onların birbirlerinden hoşlandıklarını biliyordu ve bu durum onunda canını sıkmaya başlamıştı.Bu yüzden biraz bekledikten sonra
Yo Min – Peki kabul ediyorum.Ne olursa olsun onları birbirlerinden uzak tutacağız.
Jin Min hafifçe gülümseyerek Yo Min’i onaylamıştı.
Hae Jae ile Ho Joong ise yapılan planlardan habersiz eğlenmeye devam ediyorlardı.Ho Joong Hae Jae’yi ilk defa Jin Min’le paylaştığı yere getirmişti.Hae Jae etrafın sakinliğni ve temiz havayı çok sevmişti.Etrafta tıpkı bir ceylan gibi sekiyor derin derin nefes alıyordu.Onun bu görüntüsü öyle hoştu ki etraf değilde o insanı yumuşatabilirdi.Ho Joong ona bakarken dalmıştı.Hae Jae gelip Ho Joong’un yanına oturunca Ho Joong kendini tutamayıp
Ho Joong –Buraya ilk kez Jin Min ile gelmiştim o da çok beğenmişti.
Hae Jae –Hmm öyle mi ? Evet gerçekten güzel bir yer.Jin Min’de çok hoşlanmış olmalı.
Ho Joong –Evet çok beğenmişti.Neyse başka bir yere gidelim.Orayı daha önce kimseye göstermedim.
Ho Joong öyle dedikten sonra ikiside aynı anda ayaklanınca Hae Jae dengesini kaybetti ve düşecekken Ho Joong onu belinden yakaladı.Ho Joong Hae Jae’yi kendine doğru çekmişti ve ikiside birbirlerinin yüzüne şaşkın şaşkın bakıyorlardı.Hae Jae başını çevirip toparlandı ve
Hae Jae –Teşekkür ederim.Nereye gitmemiz gerekiyorsa hemen gidelim yoksa derse geç kalırız.
Ho Joong ta kendini toparladıktan sonra Hae Jae’nin elini tuttu ve –Beni takip et.Dersede yetişiriz merak etme.
Ho Joong ‘un Hae Jae’yi getirdiği yer sıradan bir bahçeydi ve çiçeklerde solgundu.Ho Joong kurumuş bir çiçeğin dibine gelerek
Ho Joong –Bu bahçe için aylardır uğraşıyorlar ama çiçekler bir türlü açmıyor.Ben küçükken de buraya gelirdim ve bahçe böyle değildi.Gün geçtikçe kötüleşiyor.
Hae Jae –Burayı bende biliyorum.Şimdi birşeyler hatırladım.Evimiz buraya 2 sokak ötedeydi ve bizde buraya gelirdik.Derler ki dünyada birbirini gerçekten seven insanlar azaldıkça bu bahçede solarmış.Eğer gerçek aşkı bulan çiftler buraya bir dal çiçek dikerlerse bahçe yenilenir ve güzelleşirmiş.
Ho Joong Hae Jae’yi dikkatlice dinlemişti ve duyduklarına çok şaşırmıştı.
Ho Joong –Bu nasıl olur.Bizde bu bahçenin tam tersi tarafında 2 sokak ötede oturuyorduk.
Hae Jae Ho Joong’a şaşkınlıkla baktı.
Hae Jae –O zaman neden hiç karşılaşmadık.
Ho Joong –Bilmiyorum ve çok şey kaybetmiş olmamızın üzüntüsünü yaşıyorum şuan.Ahh bu arada seni bu bahçeye getirmemin asıl sebebi kolyemi buraya gömmüştüm ve sonradan hatırlayınca burda buldum.Bunu göstermek için getirdim.
Hae Jae birkez daha şaşırmıştı.Çünkü burada oynarken bu çiçeğin dibini kazıp birşeyler gömdüğünü daha sonra onları ordan çıkarıp gülümsediğni çok iyi hatırlıyordu.Ama neden hiç Ho Joong’un kolyesini bulamamıştı.Bu düşüncelerle dalmışken
Ho Joong –Neyin var ? Neden daldın ?
Hae Jae –Ahh yok bir şey.Hadi gidelim artık okula geç kalıcaz.
Ho Joong ile Hae Jae bahçeden ayrılıp okulun yolunu tuttular.
Joon Ryo ile Tae Hoon bu seferde Tae Hoon ‘un ofisinde hasret gideriyorlardı.Ordan burdan sohbet ederken
Tae Hoon –Yoon Hae ve ben bir karar aldık dostum.
Joon Ryo –Nedir ? Umarım hakknızda iyi bir karardır.
Tae Hoon –İyi olacağına eminiz.Ne de olsa ikimizde ülkenin en zeki çocuklarına sahibiz ve ilerde şirketleri onlar devralacaklar.Bu yüzden sana ortak olmayı teklif ediyorum.Ne dersin ? Hem ilerde Hae Jae ile Ho Joong’ta beraber çalışırlar.
Joon Ryo –Seni serseri hiç değişmemişsin hala tilki gibisin.Demek istediğin ilerde onlar evlensinler ve beraber olsunlar değil mi ?
Bu söze ikiside kahkahalarla gülmüşlerdi.Ama bu görüşmenin sonu çok iyi bitmişti çünkü Tae Hoon ile Joon Ryo resmi olarak ortak olmuşlardı.Artık ne olursa olsun ayrılamazlardı.

Hae Jae ile Ho Joong okula gelip bir derse girmişlerdi ama Ho Joong başını masaya koyunca uyuyakalmıştı.Profosör bunu umursamasa bile etraftaki kızlar sürekli onun uyuyuşuna bakıp –Ayy melek gibi ne tatlı deyip kıkırdıyorlardı.Sonunda profosör de bu durumdan rahatsız oldu ve dik dik Ho Joong’a bakmaya başladı.O ise herşeyden habersiz melek gibi uyuyordu.Hae Jae etraftaki kızların böyle şeyler söylemesinden çok rahatsız olmuştu ve Ho Joong’un koluna güçlü bir dirsek attı.Ho Joong acıyla yerinden sıçradı ve reflex olarak Hae Jae’nin çenesini sıkıca elinin arasına aldı.Ho Joong sinirli bir şekilde Hae Jae’nin gözlerine bakıyordu ki kendine gelerek Hae Jae’yi bıraktı.Hae Jae şaşkın Ho Joong ise mahcuptu.Bu yüzden ders çıkışında hiç bir şey söylemden Hae Jae’nin yanından kalkıp gitti.Hae Jae ‘nin de canı sıkılmıştı.Çünkü herkes onlara bakmıştı ve Ho Joong bu duruma sinir olmuştu.Hae Jae kendi kendine –Bu yaşadıklarımızı Jin Min’in duymasından korkuyor olmalı.Diyerek dudak büktü.
Ho Joong koridorda düşünceli bir şekilde yürürken karşısına dikilmiş olan Jin Min’i gördü.Jin Min ona gülümsüyordu ve istemsiz olarak oda ona gülümsemişti.
Jin Min –Nerelerdeydin bugün ? Neredeyse biricik ruh eşimin uyuyakalmış olacağını düşündüm ve endişelendim.
Ho Joong gülümseyerek –Hayır.Sana geçen gece söylediğim şey varya.Çok ciddiydim bu yüzden onunla daha fazla vakit geçirmek istiyorum.
Jin Min –Ahh demek onunlaydın ama onunla daha fazla vakit geçirme fikrin suya düşebilir.
Ho Joong –Neden ? Haa sen bana geçen gece bir şey söyleyecektin ama ben senden önce davranmıştım neydi o ?
Jin Min –Bunu okul çıkışı konuşalım.Bugün Hae Jae’nin semineri var gidelim.
Hae Jae ise semineri unutmuş Yo Min’i arıyordu.Çünkü hazırlıkları ancak o tamamlayabilirdi.Hae Jae yana yakıla Yo Min ararken Yo Min’de arkadaşlarıyla iddiayı konuşuyordu.
Chan Suk –Nasıl gidiyor.Bu sefer paraları biz alıyoruz sanırım.
Dong Chu –Bu kız diğerleri gibi değil değil mi ?
Diyerek güldü.
Yo Min –Hııh siz öyle sanın.Herşeye inanan biri o.Paraları hazırlasanız iyi edersiniz çünkü Hae Jae yakında benim sevgilim olacak ve sizde şöhretimin ne kadar büyük olduğunu bir kez daha anlayacaksınız.
Hae Jae bu seferde Yo Min’in söylediklerini duymuştu ve olduğu yerde onlara bakıyordu.Hae Jae düşüp bayılmştı ve Yo Min onu fark ettiğinde o çoktan yere düşmüştü. ----

08-18-2012 12:18 PM

~~ 13 ~~

**Sen yanımda olmadığında kötü hissediyorum. **

Yo Min Hae Jae’yi öyle görünce delirdi ve hemen koşarak onu kucakladı.Seminerin başlamasına da az kalmıştı ve herkes Hae Jae’yi bekliyordu ama o ortalarda yoktu.Ho Joong onun bu saate neden gelmediğini çok merak etmişti.Adeta yerinde duramıyor sürekli kıpırdanıyordu.Jin Min onun neden böyle olduğunu bilmesine rağmen yinede sormadan edemedi.
Jin Min –Ho Joong sshi neyin var ? Sorun ne ?
Ho Joong –Hae Jae nerde acaba şimdiye çoktan gelmiş olması gerekiyordu.
Jin Min –Bilmem belki yine Yo Min denen o çocuğun yanındadır.
Ho Joong bun duyunca daha da tedirgin olmuştu.Daha fazla dayanamadı ve yerinden kalkarak Hae Jae’yi aramaya çıktı.Yo Min ise Hae Jae yi bir koltuğa yatırmış ayıltmak için uğraşıyordu.Ama Hae Jae’nin bayılması öyle şoktan falan değildi.Bir anormallik vardı.Ho Joong telaşla Hae Jae’yi ararken Yo Min ‘in onunla uğraşdığını fark etti.Ho Joong Hae Jae’nin baygın olduğunu görünce Yo Min’in hiç bir şey söylemsine izin vermeden ona güçlü bir yumruk indirdi.Yo Min yere düşmüştü.Ho Joong ise Hae Jae’yi kucaklayıp hastaneye götürdü.Hae Jae’de ciddi bir şey yoktu sadece yorgunluk uykusuzluk ve üzüntü sonucu bu hale gelmişti.Ho Joong ciddi bir şey olmadığına ne kadar sevinsede sonuçta onu o halde görmek Ho Joong’u baya sarmıştı.
Bir süre sonra Hae Jae toparlanıp Ho Joong’un yanına geldiğinde Ho Joong ona sımsıkı sarıldı.
Ho Joong –Çok korktum.Sana bişey oldu sandıım.Noldu neden üzüldünde böyle oldun ?
Hae Jae –Ahh üzüntü değil heyecan olmalı.Bu tür şeylerde pek iyi değilimdir ve gereksiz yere heyecan yaptım ayrıca Yo Min’i ararkende biraz yoruldum.
Ho Joong –O çocuktan uzak dur.Ondan hoşlanmıyorum.
Hae Jae –Bende Jin Min den.
Ho Joong hiç bişey söyleyememişti.Eğer ondan uzak olacağnını söylerse bunu Jin Min’e nasıl anlatırdı.Bu yüzden sadece sustu.Hae Jae ise onun bu suskunluğunu Jin Min’i sevdiğine yorarak hiç bir şey söylemedi ve Ho Joong tan kendini çekerek
Hae Jae –Okula dönüp o semineri vermem gerek.Beni okula götürür müsün ?
Ho Joong reddedememişti ve beraber okula gittiler.Hae Jae Semineri yapmıştı gayet de başarılı olmuştu.Herkes onu alkışlarken Jin Min sadece dişlerini sıkarak performansı küçümsüyor.Ho Joong ise Hae Jae’ye tezahürat ediyordu.
Seminerden sonra Yo Min Hae Jae’nin yanına geldi.
Yo Min –Ben ben seni … bu duruma düşürdüğüm için çok üzgünüm.
Hae Jae –Ne neden bahsediyorsun anlamadım.
Yo Min –Sen söylenenler yüzünden bayıldın ve seminerin mahvoldu özür dilerim.
Hae Jae –Ahh hayır özür dilemene gerek yok.Ben biraz uykusuzdum ve heyecanlandım ondan olsa gerek yani senin yüzünden falan değil.
Yo Min Hae Jae’nin yine konuşulanlar yüzünden böyle olduğunu sanıyordu ama Hae Jae duymamıştı.Çünkü o Yo Min’i bulduğunda da sendeliyordu ve konuşulanları duymuyor sadece bakıyordu.Ardındanda hemen bayılmıştı.Yo Min bunu duyunca çok sevinmişti çünkü Hae Jae’nin kendisi yüzünden o hale geldiğini düşünmesi onu delirtecekti.Artık iddia falan umrunda değildi.Çünkü gerçekten Hae Jae’den hoşlanmaya başlamıştı ve bunuda ona itiraf edecekti.
Ho Joong okul çıkışı yine Hae Jae’yi beklerken Jin Min yanına geldi.
Jin Min –Seninle bugün randevumuz var unutmadın değil mi ?
Ho Joong –Hae Jae biraz yorgun onu eve bıraktıktan sonra konuşalım olur mu ?
Jin Min ‘in yüzü düşmüştü.Ho Joong’un Hae Jae den uzaklaşmak gibi bir niyeti yoktu.Ondan uzaklaştırmak için ne yapmalıydı bilemiyordu.
Hae Jae ise okul kapısından çıkmış geliyordu ki arkasından Yo Min seslendi.
Yo Min –Hae Jae sshi.Biraz konuşalım mı ?
Hae Jae ona hayır diyememişti ve Ho Joong’a mesaj attı.Ho Joong mesajı görünce yine delirmişti ve Jin Min’de bunu körüklüyordu.
Jin Min –Senin için üzülüyorum doğrusu.Sen onu seviyorsun ama o başkasını ne dramatik bir durum.Tıpkı bir film gibi.Oysa sana çok daha uygun kişiler var.
Ho Joong çok sinirliydi Jin Min ‘e ters ters bakarak
-Geliyor musun ?
Jin Min hafifçe gülümsedi ve
-Tabiki geliyorum hemen gidelim burdan.
Ho Joong ile Jin Min gitmişlerdi.Hae Jae ile Yo Min’de Yo Min’in arabasında konuşuyorlardı.
Yo Min –Sana söylemek istediklerim çok özel şeyler belki kalbin kırılacak beni yanında istemeyeceksin ama yinede söylemek istiyorum.
Hae Jae –Yo Min-ah ne söyleyeceksen söyle artık.Merak etme ben her duruma katlanabilirim.
Yo Min –Ben aslında sana karşı artık arkadaşlıktan daha farklı şeyler besliyorum.Bilirsin işte hep seni görmek istiyorum ve sen yanımda olmayınca kötü hissediyorum.
Hae Jae telefonuna gelen bir mesaja bakmaktan Yo Min’i dinleyememişti ve mesaja gülmemek için kendini zor tutuyordu.Mesaj Ho Joong’tan gelmişti.Ve şöyle yazıyordu ;
O çocuk kendini hala ne sanıyorda senin etrafında dolaşıyor.Yoksa gözüne bir yumruk daha mı istiyor.Şuan sinirle Jin Min’i bile arabadan atabilirim.Çünkü sen herşeyden daha değerlisin.
Ho Joong bu mesajı hem kendini rahatlatmak hemde Hae Jae’ye Jin Min’den daha değerli olduğunu göstermek için atmıştı.Hae Jae de çok mutlu olmuştu ama Yo Min Hae Jae’nin onu takmayıp telefoonu bile daha çok önemsemesine çok alınmıştı.İlk defa birine gerçek duygularında bahsediyordu ama Hae Jae onu dinlememişti bile.Yo Min Hae Jae’yi eve bırakırken Hae Jae’nin sorularının hiç birini cevaplamadı ve bir kere olsun yapılan şakalara gülmedi.Hae Jae kendini çok suçlu hissediyordu.Ne yapıp edip Yo Min’in gönlünü almalıydı.Eve geldiği andan itibaren artık düşüncesi bu olmştu.
Ho Joong eve gitmeden önce Jin Min’in söylediklerini dinleyecekti.Jin Min ise kendini toparladı ve nasıl bir başlangıç yapabileceğini planladı.
Jin Min –Sen aynı benim gibisin.Hoşlandığın şeyler yaptıkların zekan herşey ama herşey aynı ben.Bu yüzden ben . . .
Ho Joong –Jin Min-ah.Hoşlandığım şey Hae Jae ama sen ondan hoşlanmıyorsun.Bu yüzden aynı değiliz sanırım.Ayrıca Hae Jae2ye geçen gün yaptığın şeyi gördüm ve çok sinirlendim bu yüzden de seni kolay bağışlamıycam.Bundan sonra buu kadar sıkk görüşmesek iyi olur.Ne de olsa aramızda bir engel var.
Jin Min yine söyleyeceklerini yutmuştu.Özellliklede bu sözler ona çok koymuştu ve ağlayarak arabadan inip hızla uzaklaştı.Ho Joong onun bu tavrını önemsemeden evine gitti.
Ho Joong eve geldiğinde babası onu kapıda karşıladı.
Tae Hoon –Oğlum canım oğlum gel hemen masaya otur konuşmamız gerek.
Ho Joong –Baba yine ne oluyor ?
Tae Hoon –Hemen sofraya gel anlatmak için deliriyorum.
Yoon Hae ve Ho Joong bu duruma gülüyorlardı çünkü Tae Hoon çok mutlu ve hevesli görünüyordu.Ho Joong hemen masaya oturmuş dikkatle babasının yüzüne bakıyordu.
Tae Hoon –Artık Joon Ryo ve ben ortağız.Yani şirketlerimiz kardeş şirketler ve daima beraber olacağız.
Ho Joong –Nee ?! Bu harika bundan sonra eskisi gibi olacak olmamız çok güzel.
Yoon Hae –Evet oğlum ilerde de Hae Jae ve sen beraber çalışacaksınız.
Tae Hoon –Ya da belki evleneceksiniz.
Tae Hoon’un bu söylediğine ailecek gülmüşlerdi ve Ho Joong gülümsemesini saklamak için başını öne eğmişti.Bir süre sonra Ho Joong sofradan kalkınca
Tae Hoon –Ouhh gördün mü Yoon Hae gördün mü ? Ho Joong’ta güldü demek ki Hae Jae’ye karşı boş değil.
Yoon Hae –Evet gördüm ve fark ettim sanırım Ho Joong Hae Jae den hoşlanıyor.Ama Hae Jae de ondan hoşlanıyor mu bilemeyiz.
Bu konuşmalar böyle devam etmişti.Ve aile Ho Joong’un Hae Jae den hoşlandığını böylece öğrenmiş oldu.
Hae Jae nin ise hala bu olaydan haberi yoktu ve Hyun Soo ya bugün yaşadıklarını özetliyordu.Sürekli onu arayan Ho Joong ise telefonun meşgul olmasından şikayetçi bir şekilde
-Aisshh yeter ama.Kiminle konuşuyor bu kız bu kadar.Ouhh yoksa o serseriyle mi ? Ne yapsamda öğrensem.
Diyerek kendi kendine konuşup telefona bakarken bir mesaj geldi.Ho Joong Hae Jae den geldiğini düşünüp hevesle mesajı açmıştı ki mesaj Jin Min dendi.Ve şöyle diyordu.
-Başım dertte bana yardım et.
Ho Joong şaşırmış ve irkilmişti.Jin Min e ne olmuştu merak ediyordu.Ve hemen Jin Min’i aradığında ise ona ulaşamadı.Jin Min’e ne olmuştu.Bu bir numara mıydı ? ---

11-17-2012 10:19 PM

14.BÖLÜM ~

**Öncelikle hikayeyi yazamadığım için değerli okurlarımdan çok çok özür dilerim.Hayatımı kocaman bir sınav telaşına sokup her şeyi aksattım.Ama fark ettim ki kendimi strese sokmaktan başka bir şey yapmıyorum ve bu da bana zarar veriyor.Bu yüzden ne olursa olsun sevdiğim şeylerden onlardan uzaklaşacak kadar taviz vermemeye karar verdim.Vakit buldukça yeni bölümleri atacağım.Senaryomu kapatmadıkları için Minoz Turkey ailesinin adminlerine çok teşekkür ederim.Umarım formumu kaybetmemişimdir.İyi okumalar diliyorum.**

Ho Joong mesajı görür görmez kendini hemen dışarı attı.Jin Min’e ne olmuştu.Kendini kötü hissetmeye başlamıştı çünkü Jin Min e her ne olduysa bu onun yüzünden olabilirdi.Ho Joong durmadan Jin Min i arasada ona ulaşamıyordu.Ne yapması gerektiğini bilmiyordu.Ho Joong arabasıyla amaçsızca Seul sokaklarında Jin Min i arıyordu ama nereye gitmesi gerektiğinide bilmiyordu.
Jin Min o gece sinirle çok içmişti.Ve nereye gitmesi gerektiğinide bilmiyordu.Hemde canı çok yanıyordu çünkü ilk defa birini sevmişti ve o da başkasını sevdiğini söylüyordu.Bunu öylece sineye çekip kabul edemezdi.Birşeyler yapıp Ho Joong un kalbini kazanmalıydı.
Jin Min in şarjı bittiği için telefonu kapanmıştı ama söylediği gibi başı dertte falanda değildi.Sadece Ho Joong u yanına getirmek için böyle bir yalan söylemiş olmasına rağmen ona yerini bildirememişti.Planının suya düştüğünü düşünüp üzülüyordu ki bir serseri grubunun ona doğru geldiğini hayal meyal görebildi.Serseriler ona çeşitli laflar söylüyorlar ama o çok sarhoş olduğu için anlayamıyordu.Ayrıca orasına burasına dokunan elleride hissetmesine rağmen bir şey yapamıyordu.
Ho Joong Jin Min in telefon sinyallerini izleyerek onu bulmaya çalışıyordu.Ve sonunda onu bulduğunda serseriler tarafından etrafı çevrilmiş bi şekilde gördü.Ho Joong serserilerin birkaçını yumruklayarak dağılmalarını sağladı.Jin Min ise bayılmıştı.Ho Joong onu yerden kaldırarak arabaya bindirdi.Ho Joong Jin Min in bu hale gelmesine sebep olduğu için çok üzgündü ve hemen onu evine bıraktı.
Hae Jae ; Yo Min in gönlünü nasıl alabileceğini düşünüyordu.Bu yüzden hala uyuyamamıştı.Yo Min le aralarında tatsız şeyler yaşamış olsalarda Yo Min hatasının cezasını fazlasıyla çekmiş ve Hae Jae ye iyi bir arkadaş olmaya başlamıştı.Onu değersiz hissettirmek Hae Jae ye hiç yakışmamıştı.En azından o kendine bunu yakıştıramıyordu.Ona güzel bir jest yapması ve hatasını affettirmesi gerekiyordu bu yüzden birinden yardım almalıydı ama bu kişi kesinlikle Ho Joong olamazdı.
Yo Min ise kırılan kalbinin verdiği acıyla sürekli düşünüyor ve bu duruma nasıl tepki koyması gerektiğine karar vermeye çalışıyordu.Hae Jae nin Ho Joong tan hoşlandığını biliyordu.Ho Joong unda ondan hoşlandığına emindi ama Hae Jae yi öylece Ho Joong a bırakamazdı.Çünkü ilk defa bi kız onun için bu kadar özel olmuştu.Yinede gururlu davranıp Hae Jae yi kolay kolay affetmemeye karar verdi.
Ertesi gün Hae Jae uyanamamıştı.Annesi hasta olup olmadığını kontrol etmek için geldiğinde yenice yatağın içinde dönüp kendine gelmeye çalışıyordu.Annesi
-Tatlım , bugün okula gitmeyecek misin ? Hasta falan mısın yoksa ?
Hae Jae annesinin sesini duyunca irkildi doğru ya okul.Geç yattığı için uyku o kadar tatlı gelmişti ki geç kaldığını unuttu.Acilen yataktan çıkıp üzerine alelade bir şeyler giyerken bir yandan da nasıl olsa Ho Joong beni almaya gelir niye telaşa kapılıyorum ki diye geçiriyordu.Acele bir şekilde giyinip kahvaltı yapmadan dışarı çıktı ama Ho Joong yoktu.Ho Joong onu hep almaya gelirdi ama bugün gelmemişti.Hae Jae biraz endişelenmişti ama yinede okula geç kalmaması gerekiyordu.Hemen koşup otobüse yetişti ve okula geldi.Okuldan içeri girince Ho Joong a bakıyordu ki Ho Joong u Jin Min ile birlikte gülerek gelirken gördü.Hae Jae belli etmek istemiyordu ama çok sinirlenmişti.Ho Joong onu görünce el salladı ama Hae Jae karşılık vermedi.Ho Joong bu duruma bir anlam verememişti.Hae Jae nin arkasından koşarak
-Hae Jae , günaydın.Birşey mi oldu ?
-Hayır ne olabilir ki.Sadece neredeyse okula geç kalıyordum.
-Neden ? Uyanamadın mı ?
-Hayır seni bekledim.Beni almaya gelmeni.Ama sen Jin Min i almaya gitmişsin sanırım.
Ho Joong bu sözde biraz kıskançlık sezsede belli etmeden
-Sana hergün seni almaya geleceğime dair söz mü verdim.
Hae Jae bu sözün şaka yollu söylendiğini anlayamamıştı.
-Doğru. Vermedin.Bu yüzden özür dilerim.
Diyerek oradan hızla uzaklaştı.
Ho Joong Hae Jae nin kızdığını anladı.Peşinden gidiyordu ama onu bir türlü durduramıyordu.Nihayet ders başlayıp aynı sıraya oturunca Ho Joong Hae Jae ile konuşma çalışmalarınada başlamıştı.
-Beni kıskanıyor musun ?
Hae Jae gözlerini iyice açarak
-Aishh ! Bu da ne ? En azından haber verebilirdin! Nasıl olurda utanmadan beni böyle bir şeyle suçlarsın.
-Kısa bir cevap istiyorum.Evet ya da hayır.
Hae Jae ne demesi gerektiğini şaşırmıştı.Çünkü Ho Joong ciddi ciddi soruyordu.Evet dediğinde onun duygularını anlayıp ondan uzaklaşabilirdi.Hayır desede bu sefer ona karşı tamamen boş olduğunu anlayıp bu sefer yine uzaklaşacaktı.Ne demeliydi ?
-Şeyy ! Aslına bakarsan duygular farklıdır.Yani kişiden kişiye değişir.
-Sadece evet ya da hayır dedim.
Hae Jae yüzünü öbür tarafa çevirmişti.Ho Joong ise bu cevaba göre onun hazır olup olmadığını anlayacaktı.Ho Joong bu seferde Hae Jae nin eline sarılmıştı.Hae Jae nin eli buz gibiydi ve Ho Joong un sıcacık elleriyle irkildi.
-Yahh dersin orta yerinde neden böyle şeyler yapıyorsun ?
-Çünkü bilmek istiyorum.
-Neyi ?
-Kalbinin kime ait olduğunu ?
Hae Jae iyice irkilmişti ve zar zor yutkunabildi.Acaba duygularını belli mi ediyordu yoksa Ho Joong onun kardeşi gibi olduğu için onu koruma psikolojisiyle mi bunları soruyordu ? Hae Jae nin kafası karışmıştı ve ne demesi gerektiğini bilmiyordu.
Ders bitiminde Hae Jae , Ho Joong un yanından koşarak uzaklaştı.Arkasına bakarak koşarken Yo Min le çarpıştı.
-Özür dile … Oh Yo Min-ah.Sen miydin ? Bende seni arıyordum.
-Neden ?
-Seninle konuşmam lazım dünkü olanlardan ötürü.
-Boşver ben unuttum ve takmıyorum.Bundan sonra daha az görüşsek iyi olur.
Hae Jae bu sözleri hiç sevmemişti.Yo Min in yüzüne sinirli sinirli baktı ve kolundan tutup onu yalnız kalabilecekleri bir yere sürükledi.Bu sırada Ho Joong ta onları takip ediyordu.
-Yo Min-ah.Dün için gerçekten özür dilerim.Dalgın bir anıma denk geldi.Yoksa bana bir şeyler anlatmaya çalışan birine böyle davranacak biri değilim.Bu kim olursa olsun.
Ho Joong bir köşeye gizlenmiş onları izliyordu.Ama söylediklerini duyamıyordu.
-Hae Jae.Bana kendimi dünyanın en değersiz insanıymışım gibi hissettirdin.Benim hakkımda hiçbişey bilmiyorsun sanırım.Hiç bir kız beni bu hale getiremez.
Hae Jae , Yo Min in yüzüne bakıp gülümseyerek ona yaklaştı ve yanağına bir öpücük kondurarak ona sarıldı.Olanları uzaktan izleyen Ho joong ise yıkılmıştı.Hae Jae onun sorularından kaçıp kendini Yo Min in kucağına atmıştı.Kendini tüm sorularının cevabını almış gibi hissetti ve hemen oradan uzaklaştı.
Hae Jae –Ama ben sıradan bir kız değilim.Ben senin dostunum.
Hae Jae nin bu davranışı Yo Min i bile şok etmişti. … ~

**115** · 03-04-2013 05:35 PM

çk uğraşmışsın cnm ellerine sağlık dikkat et bağımlılık yapıo

**153** · 05-24-2013 05:56 PM

Ziyaretçilerin Bağlantıları Görebilmesi İçin Foruma Üye Olmaları Gerekiyor. bölümünde yer alan
- En geç bir ay boyunca yeni bölüm yayınlamayan senaryolar kapatılacaktır. kuralı gereği senaryo kapatılmıştır.

Konu Görünümü \| Doğrusal Görünüm '' YÜREĞİMLE GİDİYORUM '' !!!
Yazar	Mesaj