Soru: Bu senin ilk filmin ve başrole çağrıldın. Bu film yönetmen Yoo Ha'nın sokak serilerinin üçüncü filmi olduğu için birçok hayran var. Nasıl hissediyorsun?
LMH: Gangnam Blues'u başında okuduktan ve onların çoğunun film hakkında pozitif konuştuklarını gördükten sonra biraz daha emin hissettim.
Soru: Biri Lee Min Ho dediği zaman, biz BOF' taki Gu Jun Pyo ve The Heirs' teki Kim Tan karakterlerini düşünüyoruz. Gangnam Blues' te bir mafya üyesi olmak, sürdürmek zorunda olduğun imajında ne tür değişiklikler yaptı?
LMH: Gangnam Blues'u seçmek önceki işlerimde oluşan idol imajından kaçmak ya da erkeksi bir karaktere dönüşmek için yaptığım bir seçim değildi. Daima yeterince olgunlaşmadan önce bir kez bir filmde rol almak istediğimi düşündüm. Yönetmen Yoo'dan senaryoyu aldığım zaman da "bu" dedim. O, ben The Heirs'i bitirene kadar bir yıl bekledi ve ilk filmimi onunla yaptığım için minnettarım.
Soru: Hallyu dalgasında lidersin. İlk filminde başrol olduğun için, elinden gelenin en iyisini yapmak istedin.
LMH: Yeni bir proje almadan önce daima 1 aylık programımı boşaltırım. Yeni bir şeye başlamadan önce hem ruhumu hem bedenimi tazelerim. Ama The Heirs' ten sonra Çin'de birçok programım vardı ve kendimi hazırlamak için yeterince zamanım yoktu. Ama bir kez çekimlere başlayınca, Yoo performansıma güvendi ve isi bitirdik.
Soru: Gangnam Blues'daki karakterin nasıl bir karakter?
LMH: Karakterim Jong-Dae aşırı hırslı bir karakter değil. Ailesiyle normal bir yaşam sürmek istiyor. Jong Dae'nin derisinin altındayken, kötü zamanlardan kaçmayı deneyen ve daha iyi bir hayata gitmek isteyen bir kişiyi canlandırmaya çalıştım. Şimdi'den kaçmak istediğini göstermek istedim. Kişisel olarak ben de zor yıllar geçirdim ve Jong Dae'nin hayatında da bunu ifade etmeye çalıştım.
Soru: Jong Dae'nin keskin bakışları bana Public Enemy Returns (2008)'te oynadığın karakteri hatırlatıyor.
LMH: Yönetmen Yoo Ha bana Public Enemy Returns' teki bakışlarımı beğendiğini söyledi. O zamanlarda, aç gözler gerçekti. Ama belki benim için hayat daha iyi oldu. Yoo bana keskinliğin değiştiğini söyledi ve ben kaba görünüşü geri getirmek için çok caba sarf ettim.
Soru: Asya'daki popülaritenden dolayı Gangnam Blues birçok ülkeye satıldı.
LMH: Çok çalışmak zorunda olmamın nedeni bu. Çünkü sorumlulukarım var. Kore ve Çin'deki hayranlarımın önünde gururlu olmak istediğim için çok çalışmaya devam etmem gerekiyormuş gibi hissediyorum. Boys Over Flowers ile özellikle Çin'de birçok hayran kazandım. Geçmişe bakacağım ve "altın yıllarımdı" diyeceğim zaman geldiğinde, o gün hiçbir pişmanlığım olmadığından emin olmak istiyorum.
Soru: Bir filmde başrol oynadıktan sonra en çok ne değişti?
LMH: istediğin kadar oyunculuk yapabildim ve gerçekten bir aktör olduğumu hissettim. Public Enemy Returns bittikten sonra ekiple bir aksam yemeği vardi. Toplandıktan sonra film elemanlarının zekalarına çok şaşırdım ve onlara hayranlık duydum. Gangnam Blues'da da ayni deneyimi yaşadım. Bir karakter olarak hissettiğim şey ekip üyeleriyle de ilişkili olduğundan filmde bir olduk bu deneyim paha biçilemez.